Herkesin Güldüğü Köy ve Zehirli Göller

    By Burak ares kara

    Herkesin Güldüğü Köy ve Zehirli Göller cover image

    16 Apr, 2025

    Ela, kısa sarı saçları ve pırıl pırıl mavi gözleriyle meydanda koşup oynayan çocukların arasında öne çıkıyordu. Yüzündeki gülümseme, köydeki herkesin içini ısıtıyordu.

    Onun yanında, minik ve utangaç Karla adında bir tavşan hoplayarak Ela’yı takip ediyordu. Baran, geniş omuzlarıyla köyün kıyısındaki ağaçların gölgesinde ciddi bir ifadeyle onları izliyordu.

    "Bir gün Zehirli Göller’e gitmek istiyorum," dedi Ela, gözlerinde macera tutkusu parlayarak. "Orası çok tehlikeli Ela," diye karşılık verdi Baran, haritayı dikkatle incelerken.

    Karla, kulaklarındaki sarı lekeleri okşayarak endişeyle "Ama Ela, ya başımıza bir şey gelirse?" diye fısıldadı.

    Ela ise cesaretle elini arkadaşlarının ellerine uzattı, "Birlikte olursak, her şeyin üstesinden gelebiliriz."

    Ela, eski bir haritayı özenle inceliyordu. Baran, elindeki çubuğu kullanarak yolu temizlerken, Karla arkadan çiçekleri ve böcekleri inceliyordu.

    "Unutmayın, haritada 'sadece cesurların yolu bulabileceği' yazıyor. Dikkatli olmalıyız," dedi Baran.

    "Ben korkuyorum ama sizinle olunca kendimi daha güçlü hissediyorum," diye ekledi Karla.

    Üç arkadaş, bir dere kenarında mola verdi. Ela, haritayı bir kez daha açtı, "Buradan sonra göle yaklaşacağız.

    Hazır mısınız?". Baran, gölgeler arasında tedirgin bakışlar atarak "Beni takip edin, en güvenli yol buradan geçiyor," dedi.

    Karla, çimenlere uzanıp derin bir nefes aldı, "Birlikte olunca, en karanlık orman bile korkutucu gelmiyor," diye mırıldandı.

    Baran, ileri geçip gölü dikkatlice inceledi, "Burada durmalıyız. Su çok tehlikeli," dedi.

    Karla, gölde parlayan ışıkların büyüsüne kapıldı, "Bakın, gölün dibinde bir şeyler var!" diye heyecanla işaret etti. Ela cesaretini toplayıp arkadaşlarına döndü, "Buraya kadar geldik.

    Şimdi geri dönmek kolay olurdu ama bizi bekleyen macera burada. Bir yol bulacağız,".

    Yavaşça, gölde kaybolmuş eski bir ada ortaya çıktı. Ada, yıllardır kimsenin ayak basmadığı bir yerdi ve üzerinde gizemli çiçekler, tuhaf taşlar ve zamanın unuttuğu bir huzur vardı.

    Ela, adanın ortasında durup arkadaşlarına baktı, "Biz buraya cesaretimizle geldik. Şimdi geri dönüp köye bu hikayeyi anlatabiliriz!".

    Baran ve Karla, Ela’ya sarılarak birlikte başardıkları için mutlulukla gülümsediler.

    Ela, Baran ve Karla artık sadece bir macera değil, aynı zamanda dostluk ve cesaretin anlamını da taşımaktaydılar. Köydeki herkes onları alkışladı, neşeyle sarıldı ve yeni hikayeler için umutlandı.

    O günden sonra, Herkesin Güldüğü Köy’de herkes, en büyük hayallerin bile dostluk ve cesaretle mümkün olduğunu bir kez daha öğrendi.

    Herkesin Güldüğü Köy ve Zehirli Göller

    Ela, kısa sarı saçları ve pırıl pırıl mavi gözleriyle meydanda koşup oynayan çocukların arasında öne çıkıyordu. Yüzündeki gülümseme, köydeki herkesin içini ısıtıyordu. Onun yanında, minik ve utangaç Karla adında bir tavşan hoplayarak Ela’yı takip ediyordu. Baran, geniş omuzlarıyla köyün kıyısındaki ağaçların gölgesinde ciddi bir ifadeyle onları izliyordu.
    "Bir gün Zehirli Göller’e gitmek istiyorum," dedi Ela, gözlerinde macera tutkusu parlayarak. "Orası çok tehlikeli Ela," diye karşılık verdi Baran, haritayı dikkatle incelerken. Karla, kulaklarındaki sarı lekeleri okşayarak endişeyle "Ama Ela, ya başımıza bir şey gelirse?" diye fısıldadı. Ela ise cesaretle elini arkadaşlarının ellerine uzattı, "Birlikte olursak, her şeyin üstesinden gelebiliriz."
    Ela, eski bir haritayı özenle inceliyordu. Baran, elindeki çubuğu kullanarak yolu temizlerken, Karla arkadan çiçekleri ve böcekleri inceliyordu. "Unutmayın, haritada 'sadece cesurların yolu bulabileceği' yazıyor. Dikkatli olmalıyız," dedi Baran. "Ben korkuyorum ama sizinle olunca kendimi daha güçlü hissediyorum," diye ekledi Karla.
    Üç arkadaş, bir dere kenarında mola verdi. Ela, haritayı bir kez daha açtı, "Buradan sonra göle yaklaşacağız. Hazır mısınız?". Baran, gölgeler arasında tedirgin bakışlar atarak "Beni takip edin, en güvenli yol buradan geçiyor," dedi. Karla, çimenlere uzanıp derin bir nefes aldı, "Birlikte olunca, en karanlık orman bile korkutucu gelmiyor," diye mırıldandı.
    Baran, ileri geçip gölü dikkatlice inceledi, "Burada durmalıyız. Su çok tehlikeli," dedi. Karla, gölde parlayan ışıkların büyüsüne kapıldı, "Bakın, gölün dibinde bir şeyler var!" diye heyecanla işaret etti. Ela cesaretini toplayıp arkadaşlarına döndü, "Buraya kadar geldik. Şimdi geri dönmek kolay olurdu ama bizi bekleyen macera burada. Bir yol bulacağız,".
    Yavaşça, gölde kaybolmuş eski bir ada ortaya çıktı. Ada, yıllardır kimsenin ayak basmadığı bir yerdi ve üzerinde gizemli çiçekler, tuhaf taşlar ve zamanın unuttuğu bir huzur vardı. Ela, adanın ortasında durup arkadaşlarına baktı, "Biz buraya cesaretimizle geldik. Şimdi geri dönüp köye bu hikayeyi anlatabiliriz!". Baran ve Karla, Ela’ya sarılarak birlikte başardıkları için mutlulukla gülümsediler.
    Ela, Baran ve Karla artık sadece bir macera değil, aynı zamanda dostluk ve cesaretin anlamını da taşımaktaydılar. Köydeki herkes onları alkışladı, neşeyle sarıldı ve yeni hikayeler için umutlandı. O günden sonra, Herkesin Güldüğü Köy’de herkes, en büyük hayallerin bile dostluk ve cesaretle mümkün olduğunu bir kez daha öğrendi.