Kırık Kanatlı Kuş

    By oradan

    Kırık Kanatlı Kuş cover image

    25 Jan, 2024

    a girl sitting on a couch with a book and pen in her hand and a book open to her right

    Diyarbakır'ın yakınlarındaki bir ormanda, Beren adında bir kız yaşardı. Beren, her gün ormanda yürüyüş yapmayı çok severdi. Ormanın her köşesini, her ağacını ve her hayvanını tanır, onlarla arkadaş olurdu.

    a woman sitting on a ledge with her legs crossed and a hat on her head and a dress on

    Bir gün, yürüyüşü sırasında, bir ağacın dalında oturan beyaz tüylü bir kuşu fark etti. Kuşun kanadı kırıktı ve uçamıyordu. Beren, kuşu kurtarmaya karar verdi.

    a girl sitting on the ground in front of a forest with pumpkins and leaves on it, with her hands on her chin

    Beren, kuşu ağaçtan indirmek için bir sopa buldu. Kuşun korkmaması için yavaşça ve dikkatlice yaklaştı. Sonunda kuşu dalından indirdi ve nazikçe tuttu.

    a girl in a dress and boots holding a piece of food in her hand and looking at the sky

    Beren, kuşu eve götürdü ve anneannesine gösterdi. Anneannesi, kuşun kanadını sararak onu iyileştirmeye çalıştı. Beren, kuşun iyileşmesi için dua etti.

    a girl in a blue dress and hat walking through a forest with flowers and trees in the background, with a bird perched on her shoulder

    Anneannesi, kuşun kanadını nazikçe sarıp ona bir yatak yaptı. Beren, kuşun yanında kalarak ona sesli kitap okudu. Böylece kuş, korkusunu unuttu ve huzurlu bir uyku çekti.

    a girl in a red dress is walking through the jungle with a flower in her hand and a red hat on her head

    Ertesi gün Beren, kuşun kanadının iyileştiğini gördü. Kuşun neşeli cıvıltısı, Beren'in kalbini sevinçle doldurdu. Kuşu tekrar ormana bırakma zamanı gelmişti.

    a girl sitting on a couch with a book and a plant in the background and a book on the floor

    Beren, kuşu ormana götürdü. Kuşu ağacın dalına bıraktı ve onun uçmasını izledi. Kuş, özgürce uçarken Beren, onun neşesini paylaştı.

    a girl sitting on a bench in a forest with a book in her hand and a book in her other hand

    Beren, kuşun tekrar uçabilmesi için çok mutluydu. Kuşun özgürlüğüne kavuşması, Beren'e hayatın ne kadar değerli olduğunu hatırlattı. O gün ormanda, yeni bir yaşam dersi öğrendi.

    three girls standing next to each other holding cups of coffee and looking at a book in a library with a window

    O günden sonra Beren, her gün ormanda yürüyüş yapmaya devam etti. Her seferinde yeni bir hayvan arkadaşı edindi ve onlara yardım etti. Ancak beyaz tüylü kuş, onun en özel arkadaşı olarak kaldı.

    a girl in a dress and scarf is walking down a street with a handbag on her shoulder and a red purse on her shoulder

    Beren'in hikayesi, ormanın her köşesinde dolaştı. Tüm hayvanlar, onun ne kadar sevgi dolu ve yardımsever olduğunu biliyordu. Beren, ormanda bir kahraman olarak anıldı.

    a girl with a backpack is standing in the street and looking at her phone while holding a backpack and looking at her phone

    Beren, her gün yeni bir macera yaşadı. Ancak en unutulmaz macerası, kuşu kurtardığı gündü. O gün, hayatın en güzel duygularından birini, bir canlının yaşamına dokunmanın neşesini tatmıştı.

    two girls walking through a field of flowers with a bird flying overhead in the background and a house in the background

    Anneannesi, Beren'in bu macerasını dinledikçe gururla gülümsüyordu. Beren'in ne kadar sevgi dolu ve cesur bir kız olduğunu biliyordu. Onun bu hikayesi, anneannesinin kalbine sevgi ve mutluluk tohumları ekti.

    a girl sitting on a couch in a room with a window and a plant in the corner of the room

    Beren, o günden sonra ormana daha da sık gitti. Her seferinde yeni bir hayvan arkadaşıyla tanıştı ve onları korumak için elinden geleni yaptı. Orman, onun için bir oyun alanı değil, bir yaşam alanıydı.

    a girl in a dress holding a flower and a purse in her hand, standing on a balcony with a city in the background

    O günden sonra Beren, her gün ormana gitti. Her seferinde yeni bir hayvan arkadaşıyla tanıştı ve onlara yardım etti. Ormanda her gün yeni bir macera yaşadı.

    three anime girls standing next to each other in a room with a window and a clock on the wall

    Beren, ormanda geçirdiği her anı değerli kıldı. Her yeni arkadaşı, ona hayatın farklı bir yüzünü gösteriyordu. Ormanda geçirdiği zaman, ona hayatın değerini öğretti.

    a girl in a blue dress standing in a room with a plant in the corner and a window behind her

    Her gün ormanda geçirdiği zaman, Beren'e hayatın ne kadar güzel olduğunu öğretti. O, hayvanların dünyasını keşfettikçe, kendi dünyasını da daha iyi anladı. Her gün, hayatın yeni bir dersini öğrendi.

    a girl in a costume sitting on a rug with a knife in her hand and a book in her hand

    Beren, ormanda her gün yeni bir macera yaşadı. Ancak en unutulmaz macerası, kuşu kurtardığı gündü. O gün, hayatın en güzel duygularından birini, bir canlının yaşamına dokunmanın neşesini tatmıştı.

    three little girls standing in a park with a dog and a cat on their lap, and a banner in the background

    Beren'in hikayesi, ormanın her köşesinde dolaştı. Tüm hayvanlar, onun ne kadar sevgi dolu ve yardımsever olduğunu biliyordu. Beren, ormanda bir kahraman olarak anıldı.

    two girls sitting on the floor with books and a pig toy in front of them, one holding a knife

    Anneannesi, Beren'in bu macerasını dinledikçe gururla gülümsüyordu. Beren'in ne kadar sevgi dolu ve cesur bir kız olduğunu biliyordu. Onun bu hikayesi, anneannesinin kalbine sevgi ve mutluluk tohumları ekti.

    a girl sitting in the grass with a bird on her shoulder and a bird on her shoulder, looking at her hand

    Beren, her gün yeni bir macera yaşadı. Ancak en unutulmaz macerası, kuşu kurtardığı gündü. O gün, hayatın en güzel duygularından birini, bir canlının yaşamına dokunmanın neşesini tatmıştı.

    a group of girls standing next to each other in front of books and plants on a floor with a window

    Beren, ormanda her gün yeni bir macera yaşadı. Ancak en unutulmaz macerası, kuşu kurtardığı gündü. O gün, hayatın en güzel duygularından birini, bir canlının yaşamına dokunmanın neşesini tatmıştı.

    two girls sitting on the floor next to a window with books and plants in front of them and a cat on the floor

    Beren'in hikayesi, ormanın her köşesinde dolaştı. Tüm hayvanlar, onun ne kadar sevgi dolu ve yardımsever olduğunu biliyordu. Beren, ormanda bir kahraman olarak anıldı.

    a girl sitting on a hill with a hat on her head and a scarf around her neck, with a mountain in the background

    Anneannesi, Beren'in bu macerasını dinledikçe gururla gülümsüyordu. Beren'in ne kadar sevgi dolu ve cesur bir kız olduğunu biliyordu. Onun bu hikayesi, anneannesinin kalbine sevgi ve mutluluk tohumları ekti.

    a girl in a dress standing in a garden looking at a pond and houseplants in the background

    Beren, her gün yeni bir macera yaşadı. Ancak en unutulmaz macerası, kuşu kurtardığı gündü. O gün, hayatın en güzel duygularından birini, bir canlının yaşamına dokunmanın neşesini tatmıştı.

    two little girls sitting on the ground next to a tree and a book with a cup of tea in front of them

    Beren, ormanda her gün yeni bir macera yaşadı. Ancak en unutulmaz macerası, kuşu kurtardığı gündü. O gün, hayatın en güzel duygularından birini, bir canlının yaşamına dokunmanın neşesini tatmıştı.