
Değerli Hazine
By vividgraf

26 Feb, 2024

Bir zamanlar, küçük bir köyde yaşayan bir çocuk varmış adı Ali. Ali, her gün okula giderken yolun kenarında bir meşe ağacının altında oturur ve kitap okurdu.

Bir gün, okuldan dönerken, meşe ağacının altında otururken, bir cüceyle karşılaşmış. Cüce, Ali'ye altın bir anahtar verdi ve ona ulaşılmaz hazinelerin kapılarını açacağını söyledi.

Ali, cücenin sözlerine inanmış ve hemen anahtarı cebine koymuş. Eve gelince, anahtarın ne kadar güzel olduğunu düşünürken uyuya kalmış.

O gece, rüyasında anahtarı kullanarak devasa bir kapıyı açtığını görmüş. Kapıyı geçince karşısına büyülü bir bahçe çıkmış ve bu bahçede birçok değerli hazine bulunuyormuş.

Ertesi sabah, Ali uyanınca rüyasını hatırlamış ve anahtarı kullanarak meşe ağacının yanındaki kapıyı açmaya karar vermiş. Ancak, meşe ağacının yanında hiçbir kapı bulamamış.

Üzgün bir şekilde geri dönmeye hazırlanırken, biraz ileride küçük bir sandık görmüş. Sandık eski ve tozlu görünüyordu, ancak anahtarın tam olarak uyması için bir anahtar deliği vardı.

Ali, sandığı açtığında içinde bir kitap buldu. Kitapta, "En değerli hazine, okumak için harcanan zamandır" yazıyordu.

Ali, kitabı okudukça, hikayelerin ve bilginin ne kadar değerli olduğunu anladı. Kitap, ona dünyayı ve hayatı daha iyi anlama olanağı sağlıyordu.

Ali, meşe ağacının altında otururken, cücenin gerçekten ne demek istediğini anladı. Anahtar, gerçek bir hazineye değil, bilgiye ve öğrenmeye açılan bir kapıydı.

Ali, artık her gün okula giderken, meşe ağacının altında oturup kitap okuma zamanını daha da değerli hale getirdi. Çünkü o artık biliyordu ki, en değerli hazine, okumak için harcanan zamandı.

Ali'nin hayatındaki bu olay, ona hayatın gerçek hazinelerinin maddi olmayabileceğini, bazen en değerli şeylerin bizim yanımızda olduğunu öğretti. Ve bu hikaye, herkesin kendi değerli hazinesini bulabileceğini hatırlatır.